Blog

Ben bir ruh hastasıydım. İyileştim.

Evet yanlış duymadınız, ruh hastası. Bu tanım hemen herkeste delilik çağrışımı yapıyor. Peki neden? Toplum tarafından belirlenen kıstaslara uygun öngörüye sahip olduğumuzdan olabilir mi? “Ruh hastalığı eşittir delilik.”

Gazetelerin üçüncü sayfasında yer alan cinayet ya da cinnet haberlerine eklenen o küçük nottan olabilir mi? “Bir süredir psikolojik tedavi gördüğü belirlendi…” Bir nevi damgalama. Söze dökülmemiş ama kuvvetle hissettirilen bir tanımlama: “Zaten pek de normal sayılmazmış…”

Ya da ruh hastalıklarını hep ötelediğimizden olabilir mi? Onu kendimize konduramadığımızdan. Görmezden geldiğimizden. Damgalanma, çevremiz tarafından ayıplanma korkumuzdan.

Yıllar önce görmüştüm o fotoğrafı. Adam panik atak hastasıydı. Söyleşiye eşlik eden fotoğrafta gözlerine bant çekilmişti.

Bedensel hastalıkları en ince noktasına kadar anlatırken ruhsal durumuzdaki dalgalanma ve olumsuzlukları saklar, kendi kendimize baş etmeye çalışırız. Oysa beynimiz de bir organ ve tıpkı mide ve benzeri organlar gibi rahatsızlanabilir. Nasıl mide rahatsızlığını kendi kendimize iyileştiremiyorsak beynimizi de iyileştiremeyiz. Uzman desteği almak gerekir. Oysa pek çok insan bir ruh sağlığı uzmanı ile görüştüğünün bilinmesini bile istemez.

Ruhsal durumunuzdaki dalgalanmaları kanıksamayın. Eğer hayat kalitenizi düşürecek hale geldiyse çareler arayın. Öncelikle kendi durumunuzu kabullenin. Bunun da bedensel rahatsızlıklar benzeri bir durum olduğunu kabul edip uygun çözümler peşine düşün. Emin olun hayatı çok daha güzel yaşayacaksınız.

Ben bir ruh hastasıydım. İyileştim…

Gülistan Sinanoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Yorumu gönder